Konstantiniyeden İstanbula Sergisi

Pazar günü planımızı gerçekleştirebildik. Defne ile müze gezmek kolay olmasada, müzeye gidelim deyince hoşuna gidiyor, "Pera Müzesinin köşesindeki kestanecidende" kestane alırız değil mi diye soruyor.
Bu sefer bir güzelik daha ekledim, onun eline pembe telefonunu verdim, hadi sende benimle fotoğraf çek dedim, bir havaya girdi ki; anne güzel çekemedim, sen gezmeye devam et, ben bir daha çekeceğim diye beni uzaklaştırdı. Tabii müzenin ortadaki boş alanında, koşuşturmasını ve benim sessizlik içinde gezen insanlara karşı ne yapacağımı şaşırıp onu bir şekilde başka yöne çevirmemi anlatmadan geçemeyeceğim. Levent'le dönüşümlü sergiyi gezdik.
Gelelim sergiye:
19 yy. yaşantılar, görünümler, adetler, değişimler hep merak konum olmuştur. Bugün yaşadığımız bir çok şeyin temelinin bu yyda şekillendiğini ve yaşadığımız yüzyılda kaybedildiiğini düşünürüm. Kaybedilenleri merak ederim, öğrendikçe hüzünlenirim.
Bu sergide kaybedilenleri en önemli bir araçla fotoğrafla gözler önüne seriyor, kaybettiğimiz "Boğaziçinin masumiyetini". Anadolu yakasındaki o güzelim semtlerden çeşit çeşit fotoğraf, en etkilendiğim: Göksu oldu.
Mart 2012